Muharrem ayı savaşılması haram olan aylardandır. Bu ayın birlik ve beraberliğimizin artmasına vesile olmasını diliyorum. Aşurenin bereketin artmasına ve ağzımızın tatlanmasına katkıda bulunmasını temenni ediyorum.
Muharrem ayı, Hicri ayların ilk ayıdır. Hicret, kardeşliğe ve barışa yolculuktur. Muharrem ayı, aynı zamanda Hz. Peygamber (sav)’in torunu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu 70’den fazla insanın siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da şehit edilmesi nedeniyle Müslümanların ortak hafızasında büyük bir acının tarihidir. Bu elim hadise özellikle milletimiz başta olmak üzere, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, bütün Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak acısı olmuştur. Kerbela’da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşları, bu hadisedeki asil duruşu ve haksızlıkla karşısındaki onurlu mücadelesi ile bütün müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmiştir.
Hazreti Hüseyin Efendimizin Kerbela'da, canını ortaya koyarak verdiği ibretlik dersin, iyi okunmamış, iyi öğretilmemiş, öğrenilmemiş ve tatbik edilmemiş olduğunu üzülerek belirtmek isterim. Kerbela, tefrikanın değil, tam tersine, Hazreti Hüseyin Efendimizin verdiği ibretlik ders ile uhuvvetin vasıtasıdır. Kerbela'dan tefrika çıkarmak, çok açık söylüyorum, Yezid'in yanında durmaktır.
Son yıllarda, geniş coğrafyamızın her bir karışı adeta bir Kerbela. 1375 yıl sonra her karışı Kerbela olan bir coğrafya için derin bir hüzne gark oluyoruz. Hazreti Hüseyin Efendimiz, kahramanca can verirken, böyle bir manzara için can vermedi. Hazreti Hüseyin Efendimiz, 'Şehitlerin Seyyidi' unvanını kuşanırken, böyle bir tefrikayı asla arzu etmedi.
İslam coğrafyasında, Suriye’de üzerine bombaları bağlayan katiller gidip, başka mezhepten olan Müslümanların arasına dalıp camilerde, türbelerde Müslümanları katlediyor. Kendilerine istedikleri kadar sıfat taksınlar, Şii desinler, Sünni desinler... Onların tek sıfatı vardır, o da katildir. Biz, acılardan kan davaları, öfke, nefret çıkaran bir ümmet değil; acılardan kardeşlik, dayanışma, uhuvvet çıkaran bir ümmet olmak zorundayız. Biz, Kerbela'da hep birlikte Yezid'in ordusunun karşısında olan insanlarız. Hiç kimsenin ölümüne sevinmeyiz; hiç kimsenin yaşamasına hüzünlenmeyiz. Aynı toprakların aynı medeniyetin insanlarıyız; aynı yolun yolcularıyız .
Günümüzde bütün Müslümanlara düşen önemli görevlerden biri, bu tür müessif olaylardan ibret almak, dersler çıkarmak ve birlik ve beraberliğimizi zedeleyecek her türlü olumsuz tutum ve davranışlardan kaçınmaktır. Ümit ederim ki, bu ay kardeşliklerin pekişmesine, dostlukların artmasına vesile olur. Bu ülke hepimizin ve bu vatan toprakları üzerinde kardeşçe ve birlik içinde yaşamak için gayret etmeliyiz. Ay yıldızlı bayrağımız altında hür ve bağımsız olarak yaşamak istiyorsak, aramızdaki birliği artırmalı ve asla başkalarının oyununa gelmemeliyiz.
Aşure, paylaşmanın, dayanışmanın ve birlikteliğin simgesidir. Aşurede bir araya gelen tatları farklı yiyeceklerin, aynı ortak tada katkı sağladıkları gibi, ulusumuz da birlikte yaşamanın gereği olarak sevinç ve tasayı, muhabbet ve sıkıntıları paylaşmaya devam etmektedir. Aşurenin içine her şey katılır, ancak acı katılmaz. Acısız, aşure tadında milletçe birlik ve beraberlik içinde, ay yıldızlı bayrağımız altında, Cennet vatanımızda kardeşlik ruhu içinde bir yaşam diliyorum.
YORUMLAR