Tunç Soyer İzmir'in Yeni Tarım Politikasını Anlattı
Cemil DİRİM

Cemil DİRİM

Tunç Soyer İzmir'in Yeni Tarım Politikasını Anlattı

22 Ocak 2021 - 09:18

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’in yeni tarım politikasını açıklayacağı Ödemiş’te düzenlenen toplantıya davet aldığımda hiç düşünmeden katılacağımı söyledim. Çocukluğu Manisa’da üzüm asmaları arasında geçmiş ve çiftçilerin doğaya karşı verdikleri mücadeleye tanık olmuş birisi olarak tarım ile ilgili her çalışma dikkatimi çekiyor. Bugüne kadar çiftçilerin yaşam koşullarını iyileştirecek, emeklerinin karşılığını almasını sağlayacak her çabaya destek verdim. Ödemiş Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında Tunç Soyer’in söyledikleri beni heyecanlandırdı. Tarımın sorunları ile ilgili doğru tespitlerini ve uygulandığında çok başarılı sonuçlar doğuracak çözüm önerilerini dinledim. Dilerim bir an önce uygulamaya konulur ve çiftçilerin sorunlarının çözümüne yardımcı olur.
Toplantı ile ilgili detaylara girecek olursak Tunç Başkan, İzmir Tarımı adı verilen yeni modeli, “İzmir’den başlayarak tüm Türkiye’de yeni ve farklı bir tarım ekonomisi inşa etme projesi” olarak tanımladı ve modelin kentte adil gıdaya erişimdeki önemini, kırsalda ise kuraklık ve yoksullukla mücadeledeki rolünü özellikle vurguladı. Tohumdan satışa kadarki bütün süreçlerin tasarlandığı modelin detaylarını paylaşan Tunç Soyer, “İzmir Tarımı, İzmir’den başlayarak tüm Türkiye’de yeni ve farklı bir tarım ekonomisi inşa etme projesi. Tarımda dışa bağımlılığımızı sonlandırmak için geliştirdiğimiz, İzmir’den doğan yepyeni bir vizyon” diyerek iddiasını ortaya koydu.
Toplantı ile ilgili notlarıma baktığımda Tunç Soyer’in dikkatimi çeken sözlerini şöyle sıralayabilirim.
-          İzmir’de yaklaşık 1,5 milyon kişi  ekmeğini tarımdan kazanıyor. Dolayısı ile benim başkanlığımdaki İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en temel önceliği, bu toprakların bereketini arttırarak refahını büyütmek, bu kentte yaşayan insanların sağlıklı gıdaya ulaşmasını kolaylaştırmaktır.
-          “İzmir Tarımı’nı, Türkiye’de bugüne kadar uygulanan tarım politikasından ayıran iki temel farktan biri kuraklıkla mücadele. İzmir Tarımı, ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarımsal sulamada harcanan suyu yüzde elli oranında azaltmayı hedefliyor. Yeni politikamızın ikinci farkı ise yoksullukla mücadele hedefi. Biz tarımı sadece tarlada yapılan ve sonlanan bir zirai faaliyet olarak görmüyoruz. İzmir Tarımı, tohum aşamasından başlayıp son tüketiciye uzanan tüm süreçleri kapsıyor. Satış ve pazarlamayı en baştan planlayarak ürünlerimizin katma değerini büyütüyor, yoksullukla mücadele ediyor ve refahı artıyoruz.
-          Türkiye’de tarımda bu kadar çok su tüketmemizin en önemli neden köylümüze dayatılan yanlış ürün tercihleri. Türkiye iklimine uygun olmayan, aşırı su tüketen yabancı tohumların desteklenmesi ve topraklarımızı işgal etmesi.
-          İzmir’in yeni tarım vizyonunun en temel özelliği, sulamaya hiç gerek duyulmayan, yağmur suyunun yettiği ya da tasarruflu sulamayla yetişebilen tarımsal ürünlere öncelik vermesi.
-          İzmir Tarımı’nı, bugünün tarım politikasından ayıran temel farklardan ikincisi ise şu. Biz tarımı tohum aşamasından başlayarak son tüketiciye uzanan ve tarım sektörünün tüm halkalarını içeren bir süreç olarak görüyoruz. Yani bizim için tarım, sadece tarlada başlayıp biten bir faaliyet değil. Lojistiği, paketlenmesi, ürünlerin işlenmesi, markalaşması, tanıtılması, satışı, pazarlanması, ihracatı, araştırma, geliştirme ve eğitim faaliyetleri, sertifikasyon süreçleri ve ürün planlaması ile bir bütün. Bunu böyle görmemizin sebebi, çiftçimizin doğduğu yerde doymasını sağlamak.
-          İzmir Tarımını eşsiz kılan ve ülkemize örnek olmasını sağlayacak “Başka Bir Tarım Mümkün” felsefesi, altı ayak üzerinde yükseliyor. Şimdi bunları tek tek anlatmak istiyorum.
-          İzmir Tarımı aşamalarından birincisi “ürün envanteri ve planlaması”. Belki de yeni vizyonumuzun en önemli özelliği bu. İzmir Tarımı modelinin kilit taşı, bölgeye, iklime ve coğrafyaya özgü üretim olacak. Bunun için İzmir’in iklimi, doğası ve toprağına uygun il genelinde yetişebilen stratejik ürünler tespit ettik. Bunlar arasında küçükbaş süt ve et ürünleri, zeytin ve zeytinyağı, hububat, baklagiller ve son olarak üzüm yer alıyor. Öte yandan, alt havzalara göre değişen kestane, su ürünleri ve aromatik bitkiler gibi bir çok yan ürünü de destekleyeceğiz.
-          İzmir Tarımı’nın ikinci aşaması Tarımsal Hizmetler Dairemiz tarafından yürütülen tarımsal destek çalışmaları. Bu kapsamda, kooperatifler aracılığıyla yüksek miktarda ürün alıyoruz. Üretilen tüm ürünler kooperatiflerden Büyükşehir Belediyemiz tarafından satın alınarak vatandaşlarımıza ulaştırılıyor. Belediyemiz aynı zamanda makine ekipman sağlıyor, makine parkları kuruyor, tohum ve küçükbaş hayvan desteği veriyor ve arıcılığı destekliyor.
-          Tarım stratejimizin bir sonraki ayağında lojistik, işleme ve markalaşma çalışmaları yer alıyor. İklim krizine ve kuraklığa çözüm ürettiğimiz bu stratejik ürünlerin lojistiği; yani üreticilerden alınması, işlenmesi, paketlenmesi ve satılacak hale getirilmesi Belediye şirketimiz Baysan tarafından gerçekleştiriliyor
-          Tüm bu süreçler İzmir Tarımı markalaşma çalışmalarımızı da hızlandıracak. Bu kapsamda Çiğli Sasalı’daki tarımsal araştırmalar merkezimizde bir tarımsal tasarım ofisi kuracağımızı buradan müjdelemek istiyorum. Üreticimiz, burada kuracağımız merkez sayesinde ürünlerinin paketlenebilmesi için ücretsiz tasarım desteği alabilecek.
-          Burada yapmak istediğimiz “Başka Bir Tarım Mümkün” felsefesiyle şekillenen İzmir Tarımı’nın, marka değerini büyütmek. İzmir’de bu vizyon ve strateji çerçevesinde üretilen ürünlerin; hem doğanın, hem de insanların sağlığını koruyan bir uygulama olduğunu anlatmak ve İzmir Tarımı’nın farkını ortaya koymak.
-          Üretilen, markalaşma süreci tamamlanmış, paketlenmiş ürünler İzmir Tarımı stratejimizin sonraki aşaması olan satış, pazarlama ve ihracat için hazır hale geliyor. Bu dördüncü aşamada yapmaya çalıştığımız katma değeri yüksek bu ürünleri İzmir, Türkiye ve dünyadaki diğer mecralarda satışa sunmak ve üreticilerimize, çiftçimize daha fazla gelir sağlamak.
-          İzmir Tarımı’nın beşinci aşamasında ise; “araştırma geliştirme, eğitim ve sertifikasyon süreçleri”ni gerçekleştireceğiz. Bu konuda Büyükşehir Belediyemizin pek çok yatırımı var. Gediz Deltası Sasalı’da iklim değişikliği ve kuraklık ile ilgili tarım araştırmalarının yapılacağı bir merkezimiz açılıyor. Burada hem ürün planlama çalışmaları, hem de az önce bahsettiğim tasarım ve ihracat destek ofislerimiz yer alacak.
-          İzmir Tarımı’nın son olarak altıncı aşamasında, agroturizm gibi yan ekonomiler oluşturma çalışmamız var. Agroturizm tüm dünyada, çiftçiye ek gelir oluşturan bir sektör haline geldi. Zaten bu modeli, Seferihisar’da uygulamış ve orada, çiftçimizin yan ekonomik gelire kavuşmasını sağlamıştık. Gayemiz, İzmir’in agroturizm için uygun noktalarında köylülerimizin sadece belirli bir dönem değil, on iki ay boyunca yan gelir elde etmesini sağlamak.
-          Tüm bu çalışmalarımızda kooperatifleşmeyi, örgütlülüğü çok önemsiyor ve teşvik ediyoruz. Çünkü küçük üreticinin hayatta kalabilmesi için bir araya gelerek güçlenmesi ve haklarını birlikte savunması şart. Küçük çiftçinin örgütlenmesi ve bu örgütlülük içinde üretimin gerçekleşmesi, İzmir Tarımı’nın temel özelliklerinden biri.
Evet. Ana hatlarıyla İzmir’de tarımda uygulanacak temel çalışmalar bunlar. Dilerim bir an önce uygulanmaya başlanır ve çiftçilerin yaşam koşulları hak ettikleri seviyeye gelir.
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum