15 Temmuz’dan sonra başlatılan FETÖ’ne yönelik soruşturmaların bir bölümü sürerken geri kalanıyla ilgili iddianameler hazırlanarak mahkeme safhasına geçildi. Bu yapının en güçlü olduğu İzmir’de ise bazı iddianameler hazırlandı. Bir kaçını okuma fırsatımız oldu. Örgütle ilişkisini herkesin bildiği isimler bile hiç ilgilerinin olmadığını, geçmişte bu yapılanma için birlikte çalışanlar da birbirlerini tanımadıklarını ifadelerin de belirtiyorlar. Bu soruşturmayı yürüten savcıları ise tebrik etmek gerekir. Bir taraftan masum insanların zarar görmesini önlemek için çaba gösterirken, diğer taraftan bu girift ilişkiler ağında kim suçlu, kim masum çözmeye çalışıyorlar.
İşin zor tarafı FETÖ’nün en güçlü olduğu bölge olan İzmir’de AK Parti ile sorun yaşamadığı dönemde pek çok AK Partili ve şehrin önde gelen isimlerinin yolu bir şekilde bu örgütle kesişmişti. 17-24 Aralık’tan sonra pek çok isim cemaatle arasına mesafe koyarken, bazı isimler ise bu örgütün gücünü bildikleri için birlikte hareket etmeye devam etti. Bu ikinci gruptan bazıları da 15 Temmuz darbe girişimi sonrası cemaate karşı tavır aldı. Şu anda sosyal tabanını kaybeden örgüt, kripto elemanları ve geçmişten kendisine minnet duyan küçük bir kesim tarafından desteklenmeye devam ediyor.
Örgütün bürokrasi deki gücü kırılsa da bazı olaylar hala devlet içinde ciddi ölçüde örgüt mensubunun bulunduğunu gösteriyor. Örneğin yürütülen bir soruşturma da gizli tanığın kimliği örgüt mensupları tarafından öğrenilebiliyor.
Gelelim yeni üniversitemize. 370 öğretim üyesi bulunan Katip Çelebi Üniversitesi’nde ilk operasyonlarda 180’i açığa alınmış,70 kişi gözaltına alınmış, 58 kişi tutuklanmış ve 51’i de ihraç edilmiş. Daha sonra süren operasyonlarda bazı isimler gözaltına alınmıştı. Geçtiğimiz hafta da aralarında Tıp Fakültesi Dekanı’nında bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı. Bazıları tutuklanırken bazıları da serbest kaldı. Tüm bunları durumun vehametini ortaya koymak için yazma gereği duydum.
Üniversiteden son gelen haberle ise daha da ilginç. Soruşturma çerçevesinde savcılara ifade veren Prof. Dr. İbrahim Atilla Acar hakkında soruşturma açılmış. İşin ilginç yanı şikayetçi ise FETÖ üyeliği nedeniyle meslekten ihraç edilen Prof.Dr. M. Vedat Pazarlıoğlu. FETÖ hakkında savcıların talebi üzerine bildiklerini anlatan bir tanık hakkında soruşturma açılması bir ilk. Bu soruşturmanın önümüzdeki dönemde gündemde kalacağı, yönetimin bu tavrının diğer tanıklar üzerinde bir baskı unsuru oluşturacağı da üniversite çevrelerinde konuşuluyor.
Önümüzdeki süreçte Katip Çelebi Üniversitesi ile ilgili yazmayı sürdüreceğiz. Diğerleri ile kıyaslandığında bize bol yazı konusu çıkacak gibi görünüyor.
Not: son günlerde adı üniversite ile anılan bir ismi de yakından takip ediyoruz. Geçmişte İzmir’de FETÖ’nün önde gelen firmalarında müdürlük yapan bu isim birden akademik dünyanın cazibesine kapıldı. Şirketi aracılığı ile üniversitenin işlerini de kotaran bu isim aynı zamanda üniversitede de hızla kariyer edindi. Bir taraftan FETÖ’yü, bir taraftan AK Parti’yi idare eden bu şahsı tüm üniversite konuşuyor. Bizde merakla izliyoruz.
YORUMLAR