CHP İl Kongresinden sonra kaleme aldığımız bir önceki yazının başlığını “CHP’de Dengeler Değişebilir” olarak koymuştuk. İl Kongresi sonrası oluşan tabloya bakarak, CHP de etkili konumda olan bazı dostlarımızla konuştuktan sonra bu kanaate varmıştık. CHP İl Kongresine müdahil olmayan genel merkezin kongre sonucunda oluşan tabloya bakarak İzmir’e müdahale edeceğini tahmin etmiştik. Ancak bu ölçüde bir müdahale doğrusu bizde beklemiyorduk. CHP İl Kongresinde Alaattin Yüksel’in çok az farkla kazanması üzerine İzmir’deki muhalif yapıyı küstürmek istemeyen ve kent siyasetindeki Aziz Kocaoğlu’nun ağırlığını dengelemek isteyen Kılıçdaroğlu beklenen hamlesini yaptı. Alaattin Yüksel ve Aziz Kocaoğlu ekibine karşı muhalefetiyle tanınan Kamil Okyay Sındır genel sekter olurken, PM üyesi Erdal Aksünger’de genel başkan yardımcısı oldu. İzmir’den MYK’ya giren Selin Sayek Böke ve Zeynep Altıok’un ise İzmir İl Örgütündeki mücadelede taraf olmayacaklarını tahmin ediyorum.
Kurultay sürecinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel ve bazı İl Başkanlarının Parti Meclisi için baskı yapmalarından rahatsız olduğu duyumunu almıştık. Yüksel ve bazı il başkanlarının baskısıyla anahtar listeye giren isimleri MYK’ya almayan Kılıçdaroğlu, İzmir’deki dengeleri değiştirdi. İl Kongresi’nde Alaattin Yüksel’e muhalif pek çok grup Ankara’da Genel Sekreter düzeyinde muhatap bulacaklar bundan sonra. Alaattin Yüksel ve Aziz Kocaoğlu ekibine yakın durarak 2019 seçimlerinde aday olmayı planlayan bazı isimler ise şimdi kara kara düşünüyor.
Yeni MYK’da görev alan isimlere gelince Selin Sayek Böke’yi seçim sürecinde birkaç toplantıda izleme şansım oldu. Uzmanlığı olan ekonomi konusunda açıklamaları ile dikkatimi çekmişti. Parti sözcüsü de olması nedeniyle İzmir de fazla topa girmeyecektir. Yine kontenjan adayı Zeynep Altıok’u ise tanımıyorum. Ankara da siyaset yapacağı için bizim gibi bazı İzmirli gazetecilerle muhatap olmamayı tercih etmiş olabilir. Erdal Aksünger’i ise milletvekili olduğu dönemde kendi alanıyla ilgili yaptığı açıklamalar ile tanımıştık. Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı onun birikimine çok uygun bir görev. Kamil Okyay Sındır’a gelirsek. Bornova Belediye Başkanı olduğu dönemde başarılı bir belediye başkanı olarak tanıdığımız Kamil Okyay Sındır, bir sonraki dönemde aday gösterilmedi. Aday listesinden son anda çıkarıldığını herkesin bildiği Sındır, partisi zarar görür diye çıkıp bir gün konuşmadı. Partisi aleyhinde çalışmadı, bazıları gibi yapılan teklifleri kabul edip başka partiye geçmedi. Benim siyaset ile ilgili çok beğendiğim ve zaman zaman kullandığım bir söz vardır. “ siyasette bazen kaybetmek iyidir. Bazı insanlar duruşlarıyla kaybederken bile kazanırlar. ” Evet Sındır’a aday gösterilmediği dönemde kaybetti gözüyle bakanlar bugün yanıldıklarını anladılar. Aday gösterilmediğinde bile sanki adaymış gibi çalışan, çağırıldığı her örgüt toplantısına koşarak giden Sındır, bugün o tavrının, duruşunun karşılığını almıştır. Belediye Başkanlığı döneminde başarılı icraatlar ortaya koyan, beyefendi kişiliğiyle dikkat çeken, kimseyle kavga etmeyen, şov peşinde koşmayan bir profil çizen Sındır, örgütün desteğiyle ön seçimden çıkarak 7 Haziran’da listeye girdi ve seçildi. 1 Kasım da önüne Atilla Sertel’in gelmesiyle 7. Sıraya kayan Sındır, sahada en çok çalışan adaylardan biri olarak yine TBMM’ye girmeyi başardı. Bornova Belediye Başkanlığı dönemini değerlendiren Aziz Kocaoğlu, onun hakkında “ dürüst ama beceriksiz “ifadesini kullanarak onun başarısız bir belediye başkanı olduğunu vurgulasa da eminim ki Kamil Okyay Sındır Genel Sekreter olarak ortaya koyacağı performans ile büyük başarılara imza atacaktır.
Parti Meclisi’ne kendisine yakın bazı isimleri sokmayı başaran ancak MYK’da beklediğini bulamayan İl Başkanı Alaattin Yüksel yaptığı açıklama da İzmir’den 4 ismin MYK’ya girmesinden duyduğu memnuniyeti belirtti. Bugüne kadar siyasette yaşadığı bir çok olumsuz durumdan tecrübesi sayesinde başarıyla çıkmış olan Yüksel, kendisi için olumsuz gözüken bu durumda ne yapacak bekleyip birlikte göreceğiz. Aslında “CHP İzmir Örgütü’nün abisi olacağım” diye yola çıktığı kongre sürecinden sonra PM seçimlerinde tarafsız kalabilseydi şu anda işi çok daha kolay olurdu. Ancak Yüksel’in bu yeni döneme de başarıyla adapte olacağını düşünüyorum.
YORUMLAR