Cevap vermek bu kadar mı zor?
Cemil DİRİM

Cemil DİRİM

Cevap vermek bu kadar mı zor?

18 Mart 2019 - 11:14

Yerel seçim tarihi giderek yaklaşıyor. Vatandaşlar kısa bir süre sonra sandık başına giderek oylarını kullanacaklar. Sandıklar açıldığında seçmenin adaylara ne ölçüde destek verdiği de ortaya çıkacak. Kazananlar sevinirken kaybedenler de her zamanki gibi mazeretlerini sıralayacaklar.  Demokrasi inancımızın gereği halkın tercihlerine herkes saygı duymak zorunda. Halk son sözü sandıkta söylediğinde kazananlar ve kaybedenler oturup eksilerini ve artılarını değerlendirecekler. Ancak halkın sağlıklı karar verebilmesi için doğru bilgilendirilmesi  gerekiyor. Burada en büyük görevde medyaya düşüyor. Belediyelerin faaliyetlerini, adayların özelliklerini, projelerini halka objektif bir şekilde ulaştırmak, kamu adına görev yapan biz gazetecilerin yükümlülükleri arasında bulunuyor. Bu görevimizi yapmak için mevcut belediye başkanlarının yaptıklarını ve yapamadıklarını o ilçede yaşayanlara aktarmamız lazım. Ancak bunu yapabilmemiz için de belediyelerin bize sağlıklı bilgi akışı sağlaması gerekiyor. Yerel seçim öncesinde mevcut başkanlara ve bu göreve yeni talip olanlara bazı uyarılarım olacak. Belediyeniz ile ilgili gazetecilerin sorularını cevaplamaktan kaçınacaksanız demokrasiye inancınızdan ve size oy verenlere saygı duyduğunuzdan bahsetmeyin. Kamu adına soru soran gazetecilere cevap vermekten kaçınırsanız, sizin iyi niyetinizden şüphe ederim. Birkaç örnekle konuyu daha iyi anlatırım diye düşünüyorum. Örneğin Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu için daha önce de yazmıştım. Görev süresi içinde birkaç kişi dışında basın ile ilişki kurmayan Bülent Başkan’ın daha önce de yazdığım gibi “ beni gazeteciler ile muhatap etmeyin “ diye talimat verdiğini  biliyoruz. Bizim haber ve röportaj tekliflerimize 5 yıl olur vermeyen Soylu, şimdi gönderdiği basın bültenleri ile sesini duyurmaya çalışıyor. Hakkındaki iddiaları cevaplamaktan kaçınan ve tekrar aday olmayı başaran Soylu’nun eğer kazanırsa yeni dönemde nasıl bir tutum izleyeceğini hep birlikte göreceğiz.
İkinci örnek ise Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, seçim vaatleri arasında her ay basın toplantısı düzenleyerek halkı bilgilendireceği sözünü vermişti. Ancak geçen sürede basın toplantısı düzenlediğini gören olmadı. Haber ve röportaj tekliflerimize cevap vermeyen Acar’a 5 yıl boyunca ulaşamadık. İşin kötüsü Aliağa Belediyesi ile ilgili duyumlarımızı haberleştirmeden önce de Başkan Acar’ın bu konudaki görüşlerini öğrenemedik. Geçtiğimiz günlerde gazetelerde Aliağa Belediyesi’nin 200 milyonun üzerinde borcu olduğu ve çok sayıda firmaya borcunu ödemediği için icralık olduğu haberi yer aldı. Sadece 3 firmaya olan 20 milyon liradan fazla borcu için icra takibi yapıldığı haberde yer alıyordu. Bizim de gazete ve haber sitelerimizde kullandığımız bu haber için Aliağa Belediyesi bugüne kadar açıklama yapmadı. Aliağa da yaşayan vatandaşların seçim öncesinde belediyeden aksi açıklama olmadığına göre doğru kabul ettiğimiz bu habere ne cevap verileceğini merak etmesi gayet doğal. Başkan Acar hangi önemli icraatı için 200 milyonun üzerinde borç aldığını vatandaşlara açıklamalıdır. 35 milyon borçla devir aldığı belediyeyi iki park dışında bir icraatı yokken nasıl 200 milyona çıkardığını açıklamalıdır. Belediyeyi icraya veren firmaların sırf belediyeden para alamadıkları için ekonomik krize girmesi, işçilerini işten çıkarması Sayın Başkan’ı hiç ilgilendirmiyor mu? Ya da sadece 3 firmanın 20 milyon icra takibi yapması nedeni ile oluşan icra masrafları, avukat ücreti ve gecikme faizi için belediyenin ödemesi gereken parayı cebinden mi ödeyecek? Aliağalılar bu konularda belediyeden ve Başkan Acar’dan açıklama bekliyor. İşin daha da ilginç yanı belediyenin icralık olduğu haberinin gazetelerde yer aldığı günlerde Aliağa Belediyesi’nin bir duyurusuna rastladım. Belediyenin 7500 kişiyi Çanakkale Şehitliği’ni ziyarete götüreceğini yazıyordu. Şehitlik ziyaretine karşı değiliz özellikle gençlerin gidip görmelerinde büyük fayda var bu konuda özellikle sivil toplum kuruluşları ve lise idarecileri bu organizasyonu yapmalı. Ama belediyeye mal satan esnaf parasını alamadığı için kıvranırken, iş yapan firmalar icrayla alacaklarını almaya çalışırken keşke öncelik bunlara verilseydi.  Üstelik belediyede çalışan bazı isimlerin birden zenginleştiği, üçüncü dördüncü evlerini aldığına yönelik iddialar ve bunlarla ilgili Aliağa sokaklarında konuşulanlar hiçte iyi şeylere işaret etmiyor. Aliağa da yaşayanların belediyenin neden bu kadar borçlanıp icralık duruma düştüğünü bilmeye hakkı var. Cevap verilinceye kadar biz bu soruları sormaya devam edeceğiz.
Bazı okurlarımız AK Partili ve MHP’li iki belediye başkanı ile ilgili yazmışsın ancak CHP’den bir başkanı yazmamışsın diyebilirler. CHP’de de benzer belediye başkanları vardı. Ancak CHP Genel Merkezi bu başkanları tekrar aday göstermedi. Biz de yazmaya gerek görmedik. Bizim anlayışımıza göre belediye başkanının demokrasiyi içselleştirmiş, makam koltuğunun geçici olduğunun bilincinde, başkanlığı halka hizmet için bir fırsat olarak görmesi gerekir. Bize düşen de olumlu ya da olumsuz haber değeri taşıyan her olayı vatandaşlara ulaştırmaktır. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum