Sayın Aziz Kocaoğlu’nun Mart 2019 yerel seçiminde aday olmayacağını ve ardından da siyaseti bıraktığı açıklaması yankılanmaya devam ediyor.
Aziz Kocaoğlu CNN Türk televizyonunda ısrarlı sorulara net yanıt verip CHP’yi eleştirmesinin ardından partisinin Ankara’da düzenlediği belediye başkanları toplantısında da aynı özde eleştirilerini sıralaması; yani CHP’nin Türkiye’nin sorunlarının çözümüne ilişkin stratejisinin olmadığını söylemesi karşısında genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı netlikte cevap vermesi ile şimdilik noktalandı.
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu’na özetle şöyle cevap verdi:
“CHP’nin seçim bildirgesini okumamışsınız. Sağda solda, televizyonlarda parti politikası yok diyorsunuz, okusanız bu eleştirileri yapamazsınız.”
Köşe yazılarımı takip eden sevgili okurlar hatırlarlar, ben de aynı özde bir yazı yazmış ve şöyle demiştim:
“Anlaşılan Aziz Kocaoğlu Salı Grup toplantılarını hiç izlememiş, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hiç dinlememiş. Hadi bunları yapmadı hiç CHP resmi internet sitesini de mi ziyaret etmemiş. CHP İzmir İl binasına uğrarsa ona çiçeği burnunda genç ve dinamik il başkanı Deniz Yücel yeteri kadar broşür, döküman verebilir ve bu sayede Kocaoğlu CHP’nin yol haritasını öğrenmiş olur.”(10 Ekim Yenigün gazetesi)
Aziz Kocaoğlu CNN Türk’teki Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programında söylediklerinde gözden kaçan bir terminoloji açıklaması var. Kocaoğlu “Ben bu güne kadar önce Devlet dedim, devlet için çalıştım, önce partim demedim.” dedi.
Bu tabii olumlama olarak algılandı ve üzerinde durulmadı. Tabii devletimizin çatısı altında yaşayan herkes önce devletim der. Bu normaldir. Ama “Allah devlete, millete zeval vermesin” dedikten hemen sonra da devletten isteklerini sıralar:Yol ister, su ister, maaşına zam ister, oğluna-kızına iş ister vs. İşte siyaset de bu isteklerle başlar. Bu isteklere nasıl ulaşılacağına ilişkin görüş aykırılıkları siyasi partileri, siyasetçileri terminolojik tartışmaya yöneltir ve ardından da ister genel iktidara ister yerel iktidara geldiğinde kendine göre tanımladığı terminolojisini hayata geçirmeye başlar.
‘Önce Devlet’ söylemini bahane edip sık sık askeri darbelerle karşılaşan ülkemizde bu söyleme karşılık, “millet mi devlet için, devlet mi millet için” tartışması açıldı ve devletin milletin hizmetlerini yerine getiren bir sistem olduğu konusuna-sonucuna varıldı. Siyaset de bir makam değil, milletin hizmetkarlığı olarak tanımlandı.
Devlet tartışması asırlardır var. Şüphesiz 68 kuşağından gelen Aziz Kocaoğlu da okumuştur, Server Tanilli’den, Platon’a bir çok filozofun devlet hakkındaki görüşlerini biliyordur. Hangi devlet; militarist devlet mi, hukuk devleti mi, demokrasi ile yönetilen devlet mi, teokratik devlet mi? vs. Bunları unutmuşsa Lise 12’nci sınıflarda okutulan “Ortaöğretimde Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi” ders kitabında, Tam bağımsız ve demokratik Türkiye diyen 68’lilerin eylemlerinin en önemli özelliğini anti-emperyalist nitelik taşıması olarak nitelendiren öğrencilere önerilen ders kitabını okuyabilir ve 68’li olduğunu hatırlayabilir.
Biz ve kamuoyu CHP ve CHP’li belediyelerin sol, sosyal demokrat, halkçı ve son tanımlamayla halkın dertlerine derman bir politika yürüttüğünü biliyorduk. Ama 16 yıldır İzmir’i yöneten Aziz Kocaoğlu’nun ‘Gezi’ sürecindeki tavrına yönelik eleştirileri hatırlayınca neden önce devlet dediğini anlar gibi olduk.
Bunları neden yazdık, şöyle tadıyla sayın Kocaoğlu ile başından geçen yargı süreci nedeniyle bir tartışma ve eleştiri-özeleştiri yapamadı İzmir basını. Ya eleştirenler karşı partili olmakla suçlandı ya da eleştirilere cevap verilmedi.
Madem sayın Kocaoğlu aday olmayacak, eğer CHP kendini sol, sosyal demokrat olarak tanımlıyorsa bu tanıma uygun bir aday göstermeli. Yoksa bakın Kocaoğlu kendisinden sonra geleni tayin mücadelesi verdiğini söyledi. Önce millet mi, önce devlet mi, İzmirli karar verecek, yakında.
YORUMLAR