’Türkiye öncü ülke olabilir’

'Türkiye öncü ülke olabilir'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ünlü mimar Emre Arolat’ın “Deprem ülkesiyiz ama deprem kültürümüz yok. ‘Artık çok geç’ hissiyatı oluşuyor. Halbuki hayır! Tam da sırası” sözlerini, “Doğruyu yaparsak, Türkiye öncü, örnek alınan bir ülke olabilir” diye yanıtladı.

'Türkiye öncü ülke olabilir'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ünlü mimar Emre Arolat’ın “Deprem ülkesiyiz ama deprem kültürümüz yok. ‘Artık çok geç’ hissiyatı oluşuyor. Halbuki hayır! Tam da sırası” sözlerini, “Doğruyu yaparsak, Türkiye öncü, örnek alınan bir ülke olabilir” diye yanıtladı.

'Türkiye öncü ülke olabilir'
24 Mart 2023 - 10:09

 

 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan YouTube kanalında yayınladığı “Ali Babacan ile Bi’ Kahve” programının yeni bölümünde mimar Emre Arolat’ı ağırladı. Programda, beklenen İstanbul depreminin yanı sıra Antakya başta olmak üzere depremde yıkılan şehirlerin yeniden inşası konuşuldu.

 

İstanbul’u depreme hazırlamanın adı: Hayat İstanbul

“İstanbul merkezli bir deprem Allah korusun ülke için başlı başına büyük bir ekonomik zorluk ve beka sorununa kadar gidecek bir tabloyu da ortaya çıkarabilir” diyen Babacan, partisinin Hayat İstanbul projesinden bahsetti. Sohbette Babacan’ın söylediklerinden öne çıkanlar şöyle:

 

“Hayat İstanbul diyerek, bütün şehri depremi hazırlamak, kaynakların buraya odaklanması, bunun gerçekleştirilmesiyle ilgili kuvvetli görüşler oluşturduk. İnsan odaklı, hayat odaklı, çevre odaklı bakışın son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunun finansmanı çok kolay bir iş değil. Doğru ve güven oluşturan mekanizmalar oluşturduğunuzda kaynak temin edilebilir.”

 

İmar rantı: ‘Üst normlar gerekiyor’

“İmar rantları çok haksız kazanca sebep olabiliyor. Kayıt dışı kazanç, kayıtsız bir şekilde paylaştırılıyor. O kayıt dışı kazanç bazen siyaseti etkisi altına alan bir norma girebiliyor. İmar meseleleriyle ilgili çok iyi düşünülmüş ve ülke çapında geçerli iyi üst normlar gerekiyor. İmar rantlarıyla alakalı makul bir vergi mekanizması oluşturmazsanız hem sanayi-inşaat dengesi hem şehirlerin hem silueti bozulabiliyor. Yanlış zeminde yanlış yapılaşmaların da önü açılıveriyor.”

 

‘Merkeze insan ve doğa konulmayınca şehirler dikeyleşiyor’

“Konut arzının, esnaf için iş yeri arzının çok iyi planlanması gerekiyor. Arz talep dengesi iyi kurulmadığı anda herkes büyük bedel ödüyor. Türkiye, Avrupa’nın en büyük topraklarına sahip ülkesi. Bu kadar büyük bir coğrafyada insanı ve doğayı merkeze koyan, kültür mirasını dikkate alan bir perspektifle yeteri kadar hızlı arsa üretimi de çok çok önemli. Bu yapılmadığı için zaten şehirlerde tek merkeze yoğunlaşma oluyor. Sıkışınca da dikeyleşiyor.”

 

Arolat: “Mesleki sorumluluk sigortası çözüm olabilir”

Babacan’ın sorularını yanıtlayan Arolat ise şöyle konuştu:

 

“İstanbul depreme hazırlanırken aynı zamanda rehabilite de edilir. Kentsel dönüşümün çok başarılı bir çıktısının olmadığını biliyoruz. En başından sürekli hatalar yapılıyor. Yapı denetim firmaları esasen sistemin içindeki en zayıf halka haline gelmeye başlıyor. Bunun da bence çok sade ve basit bir çözüm olabilir. Bu da mesleki sorumluluk sigortası. Mesleki sorumluluk sigortası dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde sistemi organize eden, sistemi doğru çalışmaya sevk eden bir konudur. O olmadığı zaman nitelik meselesini tutturamıyorsunuz. Çünkü işini iyi yapan da orta kalitede yapan da kötü yapan da hatta yapamayan da herhangi bir ciddi anlamda maddi bir zarar görmüyor.”

 

‘İstanbul, piyasa mekanizmalarına terk edilecek gibi değil’

“İstanbul depreme nasıl hazırlanır? İstanbul’un çok sorunlu alanları var ve sorunlu alanlarla ilgili ortaya çıkan durum bugünkü piyasa mekanizmalarına terk edilecek gibi değil. Piyasa mekanizmaları her şeyi halledebilir ama bu konuyu halledemez. Bu başka türlü bir kaynak yönetimiyle bugüne kadar bilmediğimiz ya da karşılaşmadığımız, en azından bizim sektörde bilmediğimiz bir kaynak sağlanmasıyla söz konusu olur. Teknik olarak çok mümkündür.”

 

’10 yılda İstanbul’u tamamen depreme hazırlamak mümkün’

“İlk 5-6 yıllık süreçte iyi planlanmış, üstüne gidilmiş bir durumda yüzdeleri tersine çevirmek ve 10 yılda İstanbul’u tamamen depreme hazır hale getirmek mümkün. Bu deprem eğer 10 yıl sonra olursa, ‘1999’dan da 2023’ten de ders almadık. Keşke ders alsaydık’ demeyiz diye umuyorum.” 

 

‘İstanbul’da pek çok yapının tekrar inşa edilmesinde fayda var’

“Herhangi bir mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilmiş bir yapının güçlendirilmesi çok da kolay bir şey değil. Mevcut çok sorunlu olduğu zaman o yapının güçlendirilmesi zor. İstanbul’da pek çok yapı güçlendirilebilir hatta güçlendirilmesi doğrudur. Ama pek çoğunun da güçlendirilmesi imkansızdır. O yüzden onların dönüşümle tekrar inşa edilmesinde fayda vardır.” 

 

‘İstanbul depremi birincil mesele’

“Sizin (Ali Babacan) daha iyi bileceğiniz bir konu ama İstanbul gibi bir kadim kent için bir fon, bir kaynak oluşturulmalı. Türkiye adına birincil bir mesele. Hakikaten İstanbul depreminin Türkiye için büyük bir yıkım olacağını düşünenlerdenim. O yüzden bu ulusal bir seferberlik olarak görülmeli. 10 yıllık bir perspektifte bu iş çok rahat çözülür. Bir ülkenin kaderinin bir depreme bağlı olmasını çok üzücü bir şey olarak görüyorum. Galiba bütün gücümüzü toplayarak bu işe konsantre olmak ve bu işi yapmak zorundayız.”

 

‘İstanbul için kaynaklar daha kolay bulunacaktır’

“İyi projelere olumlu projelere, kentsel projelere ciddi kaynaklar bulunabiliyor. Bu bile kendi başına sistemi belirli noktalarda düzeltecek bir şey haline gelebilir. Pek çok uluslararası kanaldan bu türden teklifler de alıyorum. Sözünü ettiğiniz güven mekanizması çok önemli. O kuruluşlar sözgelimi ‘Şu anda biz yardım yapacağız ama nereye yapacağız?’ diye soruyorlar. Ayağı yere basan, sürdürülebilir, çevreyi gözeten ve aslında İstanbul gibi kadim bir kenti bu musibetten kurtaracak olan projelerin kaynakları daha kolay bulunacaktır diye düşünüyorum. Onları organize etmek gerek.”

 

‘Anadolu’da sanayiye elverişli çok yer var’ 

“Tarımın iyi yapılabildiği yerler binanın olmaması gereken yerlerdir. Anadolu’da tarıma çok elverişli olmayan ama mesela sanayiye çok elverişli olabilecek çok yer var. İstanbul’daki sanayinin büyük bir kısmını bir şekilde kaydırmak gerekir. Şehrin ‘taşı toprağı altındır’ denerek gelmiş olduğu nokta, taşının toprağının altın olduğu ama onun dışında hiçbir şeyin kalmadığı bir noktaya doğru götürüyor. Bu noktada merkezi yönetimlere büyük iş düşüyor.”

 

‘Ortak Akıl Antakya diye bir platform oluşturduk’

Antakya’nın yeniden inşasına da değinilen programda Babacan, “Antakya, tarihiyle, sosyal dokusuyla ve hemen hemen şehrin tamamen yıkılmış olmasıyla beraber değerlendirdiğimizde özel bir odak çalışması gerektiren şehir” ifadelerini kullandı. Antakya Müze Otel’in de mimarı olan Arolat şöyle konuştu:

 

“Biz bunun için ‘Ortak Akıl Antakya’ diye bir platform oluşturduk. O platformda birkaç mimar arkadaşımızın yanında Türkiye’nin önde gelen meslek insanları, bilim insanları, deprem uzmanları, çok farklı disiplinlerden dostlarımız var. Bir danışma kurulu çerçevesinde yürüyen ve yürümesini planladığımız, açık planlama mantığıyla yürümesini planladığımız bir sistem. Siz de dahil olmak üzere herkesin katılımına açık. 100’e yakın danışma kurulu üyemiz var.”

 

‘Planlama stratejisinde istişare hiç yok’

“Antakya tam bir mozaik. O mozaiği oluşturan bütün unsurların içerildiği ve aslında yerel gücün bu işin lokomotifi haline getirildiği bir sistem yaratmak lazım. Çünkü hepimizden fazla Antakyalının şehri. İstişarenin planlama süreçlerinin aslında olmazsa olmazı gerekirken, son dönemde gördüğümüz planlama stratejisinde böyle bir şey hiç yok. Bütün planlar böyle tepeden inme kararlarla yürüyor.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
İzmir Kırgızistan ile daha yakın ilişkiler kuracak
İzmir Kırgızistan ile daha yakın ilişkiler kuracak
Bizim yapmamız lazım
Bizim yapmamız lazım