CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan, ilçe yöneticileri ve Aliağa Belediye Meclis Üyeleri, Aliağa CHP İlçe Başkanlığı’nda bir araya geldi, Aliağa’da yaşanan sıkıntılar, Aliağalı vatandaşların beklentileri ve talepleri masaya yatırıldı. CHP heyeti ilçe programından sonra pazarcı esnafını ziyaret etti, esnafın sorunlarını dinledi, taleplerini aldı.
Aliağa’yı ilgilendiren kamu yatırımlarını Meclis gündemine taşıdığını ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “Aliağa’mızla ilgili birçok konuyu Meclis gündemine taşıdım ama cevap alamadım. Aliağa – İzmir, Aliağa, Çanakkale yoluyla ilgili yapılan çalışmaların aksadığını ve ciddi anlamda ödenek sorunu olduğunu biliyorum. Bunların hepsi yaşamsal önemdeyken önergelerime yanıt verilmemesini kabul etmiyorum. 2015 yılında başlayan Aliağa - Çandarlı - Bergama Yeni İzmir Demiryolu Yapımı ve Çandarlı Limanı Demiryolu bağlantısı projesinin toplam bedeli 1 Milyar 154 Milyon 484 Bin TL. Bu projeye bugüne kadar yapılan harcama ise sadece 96 bin TL. Bu 2021 kamu yatırım programındaki resmi rakam. Ve AKP iktidarı Aliağa - Bergama Demiryolu projesine 2021 yılı için sadece bin TL ödenek ayırdı. 1 milyar değil 1 milyon değil 1.000 TL. Bunun anlamı ben Aliağa Çandarlı Demiryolu projesini yani İZBAN hattını 2021 yılında da yapmayacağım demektir” dedi.
“HESABINI SORMAK ASLİ GÖREVİMİZ”
Aliağa, Bergama demiryolu projesinin İZBAN Hattı’nın uzatılmasıyla ilgili bir proje olduğunu söyleyen Sındır, “Aliağa, Bergama demiryolu projesi kent içi bir banliyödür. Yani İzmir’in, İzmir ilinin merkez ve bütün çevre ilçelerini birbirine bağlamasını beklediğimiz, vatandaşımıza daha hızlı daha ucuz daha çabuk daha konforlu bir ulaşım hizmeti verebilmenin bir projesi. Proje neden bir türlü başlatılmıyor? Bunun hesabını sormak da bizim asli görevimiz. Aliağa’mızın yaşadığı sorunların, sıkıntıların takipçisiyiz; Biçerova Aliağa İltisak Hattı Projesi ile ilgili de sorunları ortaya koydum. Aliağa gemi söküm tesislerine getirilecek olan, asbestli nükleer savaş uçak gemisiyle ilgili yaşanacak sıkıntıları dile getirdim. Meslek hastalıkları hastanesi ile ilgili tamamen düzmece bir şekilde yapılan temel atma törenin seçim öncesi oy devşirme çabasıyla yapıldığını herkes biliyor. Bu konuyu da Meclis gündemine taşıdım” dedi.
“SİYASAL İKTİDAR ÇİFTÇİNİN DEĞİL İTHALAT LOBİLERİNİN ÇIKARLARINI GÖZETİYOR”
Türkiye tarımının da kamu yatırımları gibi bir irade sorunu ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Sındır, “tarımı büyütecek, tarımsal üretimde verimi kaliteyi artıracak, üreticinin refahını, ürünün kalitesini gıda güvenliğini, tüketicinin sağlıklı, ucuz ve güvenli gıdayla buluşmasını sağlayacak politikaları üretemeyen basiretsiz bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu ülkede paramız var ki ithal ediyoruz diyen bir Tarım Bakanı var, bu bir irade sorunudur. Gübrede, ilaçta, tohumda, mazotta fiyat artışlarının yüzde yüze vardığı; üreticiye destek vermeyen, üreticiyi sahipsiz bırakan bir devletten tarım sektörünün yaşadığı sıkıntılara çare olmasını beklemek haksızlık olur. 150 milyara yakın kamu ve özel bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine borcu olan bir çiftçiden bahsediyoruz. Borç yükü altında ezilen ve artık toprağından soğumuş bir üreticiden bahsediyoruz. Bunun hepsinin çözümü; basit borçların faizi silinsin, uzun vadede çiftçi borç yükünden kurtarılsın. Mazotta KDV, ÖTV vergiler alınmasın, girdi maliyetlerine destek verilsin, ürün fiyatlarında devlet desteği dışında piyasa regülasyonu ve denetimleri, gözetimleri mutlaka yapılsın.  Siyasal iktidar çiftçisini, üreticisini değil ithalat lobilerini ve onların çıkarlarını gözeten onlara ön açan yol açan bir irade ortaya koyuyor” dedi.