Polen yakalama cihazlarının sağladığı veriler, polene duyarlı hastaların alerjenle karşılaşmadan önleyici tedbirleri almasında büyük katkı sağladığı gibi işgücü, zaman, yaşam kalitesi ve ilaçlara harcanacak maddi kayıpları da asgariye indiriyor.
EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın destekleriyle Ege Üniversitesi ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünün iş birliği kapsamında geçtiğimiz yıl başlatılan ‘Polen Alerji Bülteni’, İzmirlilerden yoğun ilgi gördü. Rektör Budak, “Pilot bölge olarak İzmir ilinde başlatılan multidsipliner aeropalinolojik çalışmanın, kesintisiz bir şekilde halkımızın hizmetine sunulması ve ülke genelinde yaygınlaştırılması gerektiği kanısındayım” dedi.
Polen Alerji Bülteni uygulamasının ilk kez pilot bölge olarak İzmir’de uygulanmaya başladığını söyleyen EÜ Botanik Bahçesi ve Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aykut Güvensen, “Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’ın destekleriyle; Ege Üniversitesi bünyesinde Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuncay Göksel’in koordinatörlüğü ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün işbirliği sonucunda ilk etapta 2 yıllık olarak imzalanan protokol ile özgün bir topluma hizmet çalışması olan bu projeyi geçen yıl başlattık. Fen Fakültesi Botanik Anabilim Dalı ve Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları, İmmunoloji ve Alerjik Hastalıklar Dalları ile birlikte atmosferik polen sayım sistemi oluşturuldu. Biri Ege Üniversitesi Kampüsü’nde Eğitim Fakültesi çatısına diğeri de İzmir Meteoroloji 2. Bölge Müdürlüğü çatısına olmak üzere 2 adet Lanzoni cihazı kuruldu. Bu cihazlar polen örnekleri almaya devam ediyor. Yaptığımız bu çalışma ile alerji ve astım hastaları, polenlerin atmosfere çıkış zamanlarından ve polenleri etkileyen atmosferik çevre koşullarından yıl boyunca düzenli olarak haberdar edilerek, riskli gün ve saatlerde dış ortam aktivitelerini planlamaları, uygun korunma önlemleri ve ek tedaviler almaları sağlanıyor” dedi.
“Duyarlı kişiler maske kullanmalı”
İzmir’deki polen yoğunluğundan bahseden Prof. Dr. Güvensen, “İzmir atmosferinde sırasıyla Ağaç ve Çalı Polenleri, Yabani Ot Polenleri ve Çayır Polenlerinin atmosferde yoğunluklarının fazla olduğunu söyleyebiliriz. Elbette, bu bitkilere ait polenlerin her yıl atmosferdeki varlıkları; disseminasyon süreçlerine ve atmosferik parametrelerdeki (sıcaklık, rüzgar hızı, yağış ve nem gibi) değişimlere göre farklılıklar göstermektedir. Halk sağlığı açısından ele aldığımızda; polene duyarlı olan hastalar üzerinde deri testleri yapılırken bir önceki yıla ait aeropalinolojik veriler de göz önünde bulundurulmalıdır. İnterdsipliner çalışmalarla güncel hava polenlerine ait veriler de polene duyarlı kişilerin tedavi süreçlerine katkılar sağlayacaktır. Hastanın hangi bitkinin polenine duyarlılığı varsa, o dönemdeki atmosferik polen verilerinin dikkate alınarak bazı önlemlerin alınması gerekecektir. Kişide alerjiye neden olan polenlerin özellikle atmosferde yoğun olarak bulunduğu haftalar dikkate alınmalı, mümkünse bu süreçte evde kalmalı, dışarıya çıkmak gerekiyorsa sabah ya da akşam saatlerini tercih etmeli ve maske takmalıdır. Pandemi süreci sona erdiğinde polene duyarlı kişilerin maske takmayı sürdürmeleri gerekmektedir. Böylece atmosferik polen verileri, hekim ve alerji hastalarının daha sıkı ve güvenli işbirliği içerisinde olmalarını mümkün kılacaktır” diye konuştu.