Limanların, hava limanlarının bir ülkenin dış dünyaya açılan kapıları olduğunu söyleyen İzmir Kent Konseyi Başkanı Avukat Nilay Kökkılınç, “Konuya yabancı yatırım olarak bakılmamalı, işletme ve diğer tasarrufları mutlak ülke kontrolünde olmalı. Bu açıdan, konu, sadece ticari değil, aynı zamanda ülke güvenliğini de ilgilendiren bir önem taşıyor” dedi.
İzmir Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesi için 2004’te de karar alındığını hatırlatan Kökkılınç, “Sonrasında ihaleye çıkarıldı ve verilen teklife rağmen satışı yargı kararı ile durduruldu. Bugün de İzmir Alsancak Limanı’nın işletme haklarının yabancılara satılmak üzere yeniden bir girişim içerisinde bulunulduğu bir süredir İzmir gündeminde. Türkiye Varlık Fonu’na devredilen ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından işletilen İzmir Alsancak Limanı’nın işletme haklarını satmak için Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında müzakere süreçlerinin başladığı basında yer aldı. Satışın gerçekleşmesi halinde, Osmanlı döneminde, İngiliz ve Fransız tüccarlara verilen, Lozan Antlaşması sonucu kapitülasyonların sona ermesi ile, Mustafa Kemal Atatürk tarafından millileştirilen limanlarımızdan biri olan İzmir Alsancak Limanı’nın işletme haklarının satışı, bir anlamda limanın yeniden yabancıların eline geçmesi demektir” diye konuştu.
Liman ve hava limanlarının bir ülkenin dış dünyaya açılan kapıları olduğunu vurgulayan Kökkılınç, şunları söyledi; “Yabancı yatırım olarak bakılmamalı, işletme ve diğer tasarrufları mutlak ülke kontrolünde olmalı. Bu açıdan, konu sadece ticari değil, aynı zamanda ülke güvenliğini de ilgilendiren bir önem taşıyor. Cumhuriyetimizin milli değerlerinden bir tanesi olan İzmir Alsancak Limanı’nın işletme haklarının yabancılara satışından vazgeçilmeli, liman, İzmirlilerin olmalıdır!”
YORUMLAR