Erişkinlerde görülen işitme kayıplarında, taşıdığımız genetik mirasın rolü olduğunu belirten Prof. Dr. Armağan İncesulu, çevresel etkenlerin bu mirasın şekillenmesinde çok önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekti. Geçmiş yıllarda daha sık görülen dış, orta ve iç kulaktaki enfeksiyonların, aşılama, hekime erken ulaşma ve daha iyi bakım ile birlikte azaldığını ifade eden İncesulu, yine de halen sık görüldüğünü ve işitme kaybı ile sonuçlandığını söyledi. İşitme kaybının nedenleri hakkında bilgi veren İncesulu şöyle devam etti: “Orta kulaktaki kemikçiklerde olan kireçlenmeler de orta derecede işitme kaybına neden olur. Dış kulak yolu, kulak zarı, orta kulak ve iç kulak yapılarında biyolojik yaşlanma sonucu ortaya çıkan değişiklikler de işitme kaybı ile sonuçlanabilmektedir. Yaşa bağlı gelişen ve presbiyakuzi olarak isimlendirilen bu işitme kaybında iç kulakta işitmeden sorumlu olan tüy hücreleri harap olmakta, işitmeden sorumlu korti organındaki diğer yapılarda da yaşa bağlı değişiklikler gelişmektedir. Bu yapıların yenilenmesi maalesef mümkün değildir. Ayrıca sıklıkla ileri yaşta görülen şeker hastalığı, yüksek tansiyon veya kalp hastalıkları da iç kulağı etkileyerek işitme kaybının ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Bu nedenlerin yanı sıra iç kulağa zararlı ilaç kullanımı, eğlence veya iş nedeniyle yüksek gürültüye maruz kalmak, kafaya alınan darbeler işitme kaybına neden olabilir.”
Yüksek sesle televizyon izleyen aile büyüklerine dikkat
Televizyon ve/veya radyonun sesinin çok açılması, konuşma sırasında hastanın sık sık kelimeleri tekrar ettirmesi, toplu bir şekilde sohbet edilirken işitme kayıplı kişinin konuşmaya uygunsuz bir zamanda veya konuşulan konudan farklı bir konu ile dahil olması ya da ev içinde başka odadan konuşulduğunda bunun duyulmaması hasta yakınlarının ve birlikte yaşadıkları insanların şikâyeti olarak ortaya çıkıyor. Daha az iletişim bireyde sosyal izolasyon, okul ve/veya iş performansında düşüş, yeni konulara adaptasyonda ve öğrenmede güçlük, tüm bunlara bağlı hastada kendine güvende azalma gibi sorunlara yol açabiliyor.
Kaybın derecesi önemli
İşitme kaybı derecesi hafif-orta derece ise işitme cihazının iyi bir seçenek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Armağan İncesulu, işitme kaybının ileri ve çok ileri olduğu durumlarda ya da sesleri ayırt etme sorunu yaşayan bireylerde, klasik işitme cihazından sağlanacak yararın sınırlı olacağını belirtti.
Yüksek sesle müzik dinleyen gençlerin kulakları risk altında
Yüksek sesle müzik dinlemek, çalışılan ortamlardaki gürültüler ya da günlük hayatta maruz kalınan gürültünün iç kulağı doğrudan etkilediğini belirten İncesulu, “Gençlik döneminde bu etkiler fark edilmediğinden önlem de gecikmektedir, halbuki gürültüye bağlı işitme kayıpları kesinlikle engellenebilir bir problemdir” dedi.
Kronik Hastalıklar İşitme Kaybında Rol Oynuyor
İşitme kaybında yaşla birlikte görülme sıklığı artıyor. Türkiye’de yapılan istatistiklere bakıldığında 45 yaşa kadar yüzde 2,1 oranında görülen işitme kayıpları, 45-54 yaş aralığında nüfusun yaklaşık yüzde 9,5’inde, 55-64 yaş aralığında yüzde 13,5’inde, 65 yaş üstünde ise yüzde 18,5’inde görülüyor. 75 yaş üstünde ise oran yüzde 32’ye yükseliyor.
29 Mayıs 2021 - 12:01
YORUMLAR