Karşıyaka Belediyesi etkisi daha çok hissedilen küresel çoklu krizlerle mücadele için geliştirdiği projelerini sürdürüyor. Karşıyaka Belediyesi Bilim Kurulu’nun temelde Kate Raworth’un ‘Donut Ekonomisi’ modelini örnek alan Karşıyaka Gevrek Modeli ile Karşıyaka’nın ekolojik ve toplumsal parametrelerinin tespiti için çalışmalara başlandı. Kent portresi atölyeleri düzenlenerek hem vatandaşların katılımı hem de karar alıcıların kent ile ilgili yerel ve küresel boyuttaki algılarının ve beklentilerinin ölçüldüğü çalışmalar yapılıyor. Bir kenti her açıdan ele alarak olası çoklu krizlerle mücadelede dirençli hale getirecek, ekolojik sınırları da belirlenerek güvenli alanda kalmasını sağlayacak çalışmanın temelleri atıldı.  
 
Karşıyaka Gevrek Modeli Kent Portresi Karar Alıcılar Atölyesi’nde konuşan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, küresel krizlerle mücadelede yerelden genele yayılan uygulamalar yaptıklarını söyledi. Tugay, “Sadece Türkiye’de değil dünyada şu anda oldukça fazla sorun var. Giderek artan tüketim çılgınlığı, ayak uydurmaya çalışan üretim ve sanayinin saldığı karbon miktarında artış, bu zincirin neden olduğu ekolojik dengenin bozulmasında en büyük etken biziz. Her geçen yıl yaz ve kış ayları arasındaki uçlara gidiş, dengesiz atmosfer olayları, toprağın canlılığını yitirmesi, çevremizdeki doğal bitki örtüsünün değişmesinin nedeni biziz, çözümü de biz bulmak zorundayız” dedi. 
 
Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Türkiye’nin en vizyoner belediyelerindeniz. Yaptığımız uygulamalar ve onların sonuçlarını ortaya koyduğumuzda sadece Türkiye için değil dünya için örnek olacak çalışma gerçekleştireceğiz. Ne kadar çok insanı buna katabilir, ne kadar çok insan bu sorunları görür ve çözüme katılırsa o kadar başarılı olabiliriz diye düşünüyoruz” diye konuştu. 
 
Karşıyaka Gevrek Modeli ile ekolojik sistem bozukluklarının yanında toplumsal hayattaki dengesizliğe karşı çözüm bulmak için çalıştıklarını belirten Başkan Tugay, “İnsanlar arasındaki adaletsizlik ve eşitsizlikler de önemli bir sorun. Bu bölgesel bazlı şehirler, ülkeler, kıtalar arasında olabildiği gibi, aynı şehir içerisinde yaşayan insanlar arasında da görülüyor. Hepimizin gözü önünde yaşanlar var. Bazı insanlar gittikçe daha yoksul, daha dışlanır hale gelirken, bazı insanlar daha zengin ve konfora sahip oluyor. Toplumsal hayatın sosyo-ekonomik ihtiyaçlarını oluşturan tabanı kent özelinde belirleyerek adaleti tesis etmek mümkün. Temel ihtiyaçların giderilmesinde her insan asgari sınırın üzerinde olmak zorunda. Böyle bir hedefimiz olmalı. Burada iyileşirken, yatırım yaparken kafamızın çarpması gereken ekolojik tavan var. Konforumuzu artıralım, zenginleşelim, gıdada refahı artıralım ama ekolojik sınırı geçmeyelim. Karşıyaka Gevrek Modelini gerçekleştirebildiğimiz zaman hem toplumsal huzuru ve iyiliği yakalıyoruz hem insan yaşamına kalite getiriyoruz hem de dünyaya zarar vermiyoruz” diye konuştu. 
 
Karşıyaka Gevrek Modeli’ni can simidi gibi gördüğünü söyleyen Tugay, sözlerini şöyle tamamladı; “Yerel yönetimler bütün dünyada bu bakış açısıyla mevcut durumlarını doğru şekilde ortaya koyabilir, neyle mücadele etmeleri gerektiğini görebilirlerse, doğru çalışmalar yapabiliriz. Bu modeli dünyada birkaç şehir uyguluyor. Türkiye’de ilk yapan biziz. Modeli yerelleştirerek ulusal ve uluslararası kıyaslanabilir ve ölçülebilir projeler hazırlamak için çalışıyoruz. Aynı zamanda kentimize sosyo-ekolojik dirençlilik kazandırmak üzere gerçek ihtiyaçları tespit ederek vatandaşa yaşam kalitesi yüksek alanlar kazandıracak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanmayı da önceliyoruz. Danışmanımız Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu hocama teşekkür etmek isterim. Sürdürülebilirlik, vizyon ve vatandaş katılım birimlerimizde çalışan arkadaşlarımız bu konuda çok yoğun mesai harcıyorlar. Türkiye’nin şu anda en vizyoner çalışmaları yapan belediyelerinden biriyiz. Yaptığımız uygulamalar ve onların sonuçlarını ortaya koyduğumuzda sadece Türkiye için değil dünya için de örnek olacak bir çalışma gerçekleştirmiş olacağız. Ne kadar çok insanı buna katabilir, ne kadar çok insan bu sorunları görür ve çözüme katılırsa o kadar başarılı olabiliriz diye düşünüyoruz.”