Vücuttaki kırışıklıklar ve lekelerin giderilmesi amacıyla son yıllarda sıklıkla kullanılan ‘Altın İğne’ uygulaması, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı bünyesinde kurulan DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmoloji Ünitesi’nde de başarıyla gerçekleştiriliyor. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin uzman hekimlerince güvenli ve bilimsel yöntemlerle uygulanan altın iğne tedavisiyle cildin daha canlı ve genç görünmesi sağlanıyor. Yara izleri, çatlaklar, kırışıklıklar ve akne izlerinin tedavisinin yanı sıra, göz çevresindeki morlukları giderilmesinde de kullanılan altın iğne yönetimi hakkında bilgi veren DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmetoloji Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Emel Çalıkoğlu, söz konusu tedavinin son yıllarda büyük ilgi gördüğünü söyledi.
Halk arasında altın iğne uygulaması olarak bilinen yöntemin son dönemde oldukça popüler olduğunu dile getiren Tıbbi Estetik ve Kozmetoloji Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Emel Çalıkoğlu, “Söz konusu uygulamada ‘iğne altın mı?’ sorusuyla çok karşılaşıyoruz. Cihazın ucuna takılan ve her hastada değiştirilen iğnelerin altına benzetilmesi nedeniyle halk arasında böyle bir tabir kullanılıyor. Altın iğne olarak bilinen bu yöntemi, aslında bir radyo frekansı sistemi olarak adlandırabiliriz. Radyo frekans sistemiyle derinin dermis denilen alt tabakasını ısıtıyoruz” dedi. Altın iğne uygulamasının özellikle yüz ve boyun bölgesinde uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Çalıkoğlu, “Altın iğne yönetimi cilt genleştirmede yoğun olarak kullanılıyor. Akneli ciltlerde gözeneklerin sıkıştırılmasında ve izlerin giderilmesinde büyük bir talep görüyor” diye konuştu. Prof. Dr. Çalıkoğlu, altın iğne uygulamasının tıbbi estetik ve kozmetolojik alanında uygulanan diğer yöntemlerle de kombine edilebildiğini ifade ederek, “Hastaya botoks veya dolgu uyguladığımızda daha ferah bir görünüm sağlamak için bu tarz tedavileri de ekleyebiliyoruz” açıklamasında bulundu.
HER MEVSİM UYGULANABİLİYOR
Cilt gençleştirme konusunda ve akne tedavisinde oldukça popüler olan uygulamanın aynı zamanda çatlak tedavisinde de kullanıldığını belirten Çalıkoğlu, iğneli radyo frekans yönetiminin dört mevsim yapılabildiğini söyledi. Tedavide uygulanan seansların üst sınırının olmadığını belirten Çalıkoğlu, “Genellikle ayda bir kez olmak koşuluyla en az 3 seans uyguluyoruz. Hastalarımızın cildinde işlemden sonra 3-4 saat bir kızarıklık olabilir. Onun dışında günlük yaşamına devam edebilir. Yaz aylarında olduğumuz için güneşten koruyucu ürünler kullanmalarını tavsiye ediyoruz” dedi. Prof. Dr. Çalıkoğlu, uygulamadan elde edilen sonuçların oldukça başarılı olduğunu ifade ederek, “Derinin kolojen tabakasını uyardığımız bu yöntemle hastalarımız cildinde gözle görülür bir yenilenme hissediyor” diye konuştu.
ERKEKLER DE BÜYÜK İLGİ GÖSTERİYOR
Diğer tüm estetik ve kozmetolojik uygulamalarda olduğu gibi altın iğne uygulamasına da erkeklerin büyük ilgi gösterdiğini belirten Çalıkoğlu, “Erkeklerde botoks ilk sırada, altın iğne uygulaması ise ikinci sırada geliyor. Kolay bir tedavi olduğu için özellikle tercih ediliyor. Bu tarz tedavilere ‘öğle arası tedavisi’ de deniyor. Bu tarz konforlu uygulamalar büyük talep görüyor” diyerek uygulamanın genç ve dinamik bir cilt isteyenler için ideal olduğunu söyledi.
DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmoloji Ünitesi’nde cilt bakımı, mezoterapi, kimyasal peeling, dermapen uygulamalarının yanı sıra saç dökülmesi, sivilce ve aşırı terleme gibi dermatolojik hastalıkların tedavisi de gerçekleştiriliyor. Klinikte ayrıca, dermotoji bölümünde uzmanlaşmak isteyen hekimlere, uluslararası standartlarda uygulamalı eğitimler de veriliyor.
Dokuz Eylül’de Altın İğne yöntemi
Ciltte oluşan birçok kusurun tedavisinde kullanılan ve cildi daha canlı gösteren ‘altın iğne’ yöntemi, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı bünyesinde kurulan DEÜ Tıbbi Estetik ve Kozmoloji Ünitesi’nde de başarıyla uygulanıyor.
22 Haziran 2022 - 10:06
YORUMLAR