Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Çeşme’de kamuya ait nitelikli, doğal sit olan koruma alanının yapılaşmaya açılacağını; ormanları, meraları, tarım ve deniz alanlarını kapsayan 22 bin 600 futbol sahası büyüklüğünde bir alanın ranta ve küçük bir azınlığın refahına kurban edileceğini söyledi.
Çeşme Projesi'ne ilişkin dikkat çeken ve doğru bulmadığının altını çizen Sındır, “İzmir kamuoyu bu projeden rahatsız. 2005-2008 yılları arasında Çeşme Projesi ölçeğinden daha küçük 10 bin 300 hektarlık bir alanda benzer bir proje yapılmak istenmişti. Açılan davalar sonucu Danıştay projeyi iptal etti, hukuka aykırı buldu, bu konuda kesinleşmiş yargı kararı var. Şimdi çok daha büyük, yaklaşık 16 bin 140 hektar, bir alanı kapsayan yani kıyaslanacak olursak 22 bin 600 futbol sahası büyüklüğünde, içerisinde ormanlar, meralar, tarım alanları, deniz alanları hatta adaları da kapsayan, kamuya ait alanlardan oluşan büyüklükte bir yer, mevcut mahkeme kararlarına rağmen projelendirilmiş, talan ediliyor. Proje alanı kapsamında; 1570 hektar tarım alanı, 6 bin hektar orman alanı, 4 bin 547 hektar mera ve çayır alanı yer alıyor. 47 kilometre uzunluğunda kıyı şeridini kapsıyor. Çeşme yarımadasındaki mevcut yerleşik alanların dışında kalan ve kamuya ait orman, mera, kıyı, deniz alanlarının neredeyse tamamını içeriyor. Bu alanı turizm tescili ile kamuya ait olmaktan çıkaracak ve irtifak hakkını ihaleyle yatırımcılara belki 49, belki 99 yıllığına devredeceksiniz. Bu yatırımdan küçük bir azınlığın faydalanmasını sağlayarak kamunun çıkarına aykırı bir durum yaratacaksınız sayın bakan. Çeşme ranta ve küçük bir azınlığın refahına kurban ediliyor” dedi. “Çeşme’yi talan edenleri ve ettirenleri tarih affetmeyecek!”
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Çeşme Projesi alanındaki koruma değerlerinin düşürülmesini de eleştiren Sındır, “2020 Şubat ayında bölge, turizm bölgesi olarak belirlendikten hemen sonra 2021 başında bölgedeki koruma statüleri de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düşürüldü. Nitelikli koruma alanları sürdürülebilir koruma alanına çevrildi. Hazırlanan ekolojik temelli bilimsel araştırma raporu'nda da gerekçe olarak ortaya konan ifade de dikkat çekici; ‘Kültür ve Turizm Bakanlığının isteği üzerine bu alanlardaki koruma değerleri değiştirilmiştir.’ Oysa böylesi kıymetli doğal ve ekolojik karakteri olan nitelikli alanların koruma değeri böyle bir gerekçeyle değiştirilmez, değiştirilmemeli, sahip olduğu ekosisteme, habitata göre belirlenmelidir, Kültür ve Turizm Bakanlığının isteğine göre değil. Özetle, kamuya ait nitelikli, doğal sit olan koruma alanını yapılaşmaya açıyorsunuz. Ayrıca, 2020 yılında İzmir 2. İdare Mahkemesince, yani yargı kararıyla belirlenmiş olan doğal sit statüsünü siz 2021 başında bakanlık olarak tanımıyorsunuz. Hangi hakla ve hangi yetkiyle? Bir de yönetmelik çıkardınız; alan ile ilgili olarak neredeyse uçan kuş bile sizden izin alacak, her şeyden siz sorumlu olacaksınız, siz ne derseniz o olacak, alan kullanımına, planlarına dair usul ve esasları siz belirleyeceksiniz. Nerede kaldı yerel yönetimlerin yetkileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyesi neden yok sayılıyor? Büyükşehir Belediyesinin hiç mi söz hakkı olmayacak? Bakın sayın bakan uyarıyorum; Kutlu Aktaş Barajı da bu alanda. Barajın koruma havzası var; yaklaşık yüzde 50'si bu koruma havzası alanında. Bu alan, içme suyu koruma havzası kapsamında. Kıyılarında Akdeniz foku üretim alanları var. 55 bin 740 hektarlık bir alan bu bağlamda koruma altında. Bu alan ayrıca kuşlar için önemli bir koruma alanı. Bu projeyi hayata geçirenleri ve destekleyenleri tarih asla unutmayacak ve affetmeyecek” diye konuştu. “TGA bütçesini neden açkklamıyorsunuz?”
Avrupa'daki konaklama tesisi sayıları bakımından Türkiye’nin 10'uncu sırada olduğunu ifade eden ve Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın bütçesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı’na sorular yönelten Sındır, “yeterli tesis ve yatak sayısına sahip miyiz? Nüfusu da yüzölçümü de yaklaşık 7 veya 8’de birimiz olan Yunanistan’da bile tesis sayısı bizden fazla. Onların 24 bin 513 tesisi, bizim 21 bin 83 tesisimiz var. Yatak sayısında da Avrupa'da 6.’yız. Yüzölçümü ve nüfusu bizden küçük olan İtalya, Fransa, İngiltere, İspanya, Almanya; bu ülkeler bizim 2 hatta 3 katımız yatak kapasitesine sahip. Onlara erişme, geçme gayemiz olmalı. Tarihi, kültürü, coğrafyası ve doğal güzellikleri ile dünyanın merkezi olan ülkemiz, turizm alanında karşılığını bulamıyor. Oysa biz, bunu başarırız. Sayın bakan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın, TGA'nın bütçesini de açıklamıyorsunuz. Bütçenizden ayrılan bir ödenek var mıdır? Bu ajansın bütçesi nedir? Ne harcanmıştır? Nasıl denetleniyor? Ayrıca, seyahat acenteleri de soruyorlar: ‘Ülkemize gelen turistin yüzde 90'ını biz getiriyoruz ama bizim bu ajansta hiçbir söz hakkımız yok’ Bu sisteme de söyleyecek bir sözünüz olmalı” dedi. “Arkeolojik kazılara ödenek yok gibi!”
Arkeolojik kazılara ayrılan bütçenin yetersizliğine dikkat çeken, Türk Hava Yollarının İzmir’e yurtdışından direkt uçuşunun olmamasına da değinen Sındır, “Bakanlığın arkeolojik kazı ve araştırma sayısı 680, bunlara 2022’de 90 milyon liralık ödenek konmuş. Basit bir hesap yaptım ortalama kazı başına ne kadar gidiyor diye; 2022 için yaklaşık 32 bin lira. Her kazıda bir bekçi çalıştırsanız ödenek anca onu karşılar. Arkeolojik kazı ve araştırmalar için ayrılan bütçe yok denecek kadar az. Anadolu arkeolojik anlamda dünyanın merkezi konumunda. Türk Hava Yolları’nın İzmir'e direkt yurt dışı uçuşlarını artırması gerekiyor. Yurt dışından, herhangi bir destinasyondan İzmir'e direkt uçuşu ne yazık ki yok. İzmir kamuoyu, İzmir Büyükşehir Belediye’miz uçuş sayısını artırmanızı bekliyor. Büyükşehir Belediyemiz’in havayolu firmalarıyla yaptığı görüşmelerle İzmir'e direkt uçuş gerçekleştiren destinasyon sayısı üç yılda 38'den 70'e çıktı. Türk Hava Yolları’nın da bu bağlantılara katılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı da elini taşın altına koymalı” diye konuştu. “İzmir yatırım projeleriniz ne durumda?”
İzmir’in kamu yatırımlarını da soran Sındır, şunları söyledi: “Atatürk İl Halk Kütüphanesi 2015'ten beri hep kamu yatırım programında olan bir iş. 2022 üzerinden proje tutarı 30 milyon lira; 7 milyon ödenek koyulmuş, 3 milyon harcanmış bugüne kadar. Halk Kütüphanesi ne zaman bitecek? İzmir eski tekel binaları müze ve kültür kompleksi de 370 milyon liralık bir proje. Ödenek olarak 2022”de 40 milyon lira ayrılmış ‘2023 Mart’ta açacağız’ diyorsunuz. Proje ne durumda? Bu proje tutarının tamamı ödenek olarak ayrıldı mı? Bitiyor mu?”
CHP’li Sındır, “Çeşme projenizden küçük bir azınlık faydalanacak!”
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür Bakanlığı bütçesi hakkında konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, tarım ve orman alanlarının ranta kurban edildiğini söyledi
21 Kasım 2022 - 12:05
YORUMLAR