Hem Dikili, hem de Aliağa’da coşkulu kalabalık tarafından karşılan Soyer, bir arada yaşam kültürü olmadan adalet ve kalkınmanın da mümkün olamayacağını ifade etti. Soyer, demokrasinin bir arada yaşamanın kültürü ve hukuku olduğunu söyleyerek, farklıları bir arada yaşamanın öneminin altını çizdi. Demokrasinin “En çok ben seviyorum. En çok ben biliyorum” anlamına gelmediğini, herkesin fikrine hürmet ederek ve birlikte yönetmek için İzmir’in kapılarını her düşünceye açarak gerçekleşebileceğini vurguladı. Toplumun kutuplaşması ile gerçekleşen kalkınmanın tek bir zümreyi zengin edeceğini, oysa bir arada yaşam kültürüne eşlik eden bir kalkınmanın kentin kılcallarına yayılacağını ve en çok da alınteri dökenlere yaşam kalitesi olarak geri döneceğinin üzerinde durdu.

Konuşmasına İzmir’in stratejik önemini vurgulayarak devam eden Soyer şunları ifade etti: “Ege bölgesinin tamamını kucaklayacağız. İzmir zaten tarih boyunca buydu. Ege'nin öncüsü ve lideriydi. Şimdi İzmir tekrar bunu yapacak. Bedenimizdeki kalp nasıl kan pompalarsa, İzmir de bu coğrafyanın kalbi gibidir. Doğunun damarlarından aldığını batıya pompalar, batıdan gelenleri de doğuya aktarır. Bunun için İzmir bir liman kenti olarak batının en doğrusu, doğunun en batısıdır. Bu nedenle İzmir çok zengindir, güçlüdür ve bu coğrafyanın kalbidir. Onun için ‘Aşkla İzmir!’ diyoruz. Başka İzmir diyoruz ve bunu hep beraber başaracağız.”

 Soyer çocuk ve gençlerle ilgili projelerine ilişkin bazı örnekler vererek “Şu anda 134 bin çocuğa sütü İzmir Büyükşehir Belediyesi ulaştırıyor. Bunu 250 bin çocuğa ulaştırmayı hedefliyoruz. Her alanda çalışmalarımızı gerçekleştirip İzmir’imizde işsiz genç ve ev kalmamasını sağlayacağız” dedi. Değişik alanlarda başarı gösteren çocuk ve gençlere ücretsiz toplu taşım imkanı verileceğini belirtti. Soyer, tüm projelerini üç farklı buluşmada açıklayacağını ve bunlardan ilkinin 26 Şubat’ta gerçekleşeceğini duyurdu.